Eğer aracınızı kullanırken yakıt uyarısını önemsemiyorsanız bir kez daha düşünün

Her yıl 827 bin sürücünün yakıt göstergesindeki uyarı ışığını önemsemediği için araç arzası ile karşı karşıya kaldıkları ortaya çıktı. Bir sigorta firması tarafından yapılan ankete katılan sürücülerin dörtte birinin ışık göstergesi yanmaya başladıktan sonra en az bir 40 mil (yaklaşık 65 km) daha gidebileceklerine inandıklarını ortaya koydu.

İki milyon sürücü ise çoğunlukla ucuz yakıt bulma umuduyla neredeyse sürekli uyarı ışığı ile sürüş yaptıklarını söyledi. Erkeklerin yakıt uyarı ışığı yandığı halde yeterli yakıt olduğuna inanma eğilimi ortalamanın üzerinde.
Kadınlar ise daha ihtiyatlı. Sonuç olarak yakıtı bitip yoldan kalan sürücülerin yarısıdan fazlası erkek. 35 yaşın altındaki sürücülerin üçte ikisi isse bir kere yolda kalmış.

Yakıtın tükenmesinin yardım için birini aramaktan ya da benzin bidonuyla en yakın istasyona yürümekten çok daha ciddi sonuçları olabilir. Kişinin kendisini tehlikeye atmasının yanı sıra araca da pahalıya patlayacak zararlar verme riski var.
Bilinmesi gereken ilk şey yakıt göstergeleri kesin aygıtlar olmadığıdır. En modern ve şık arabalarda bile gösterge şu basit teknoloji ile çalışır: Depodaki seviye bir şamandıra ile ölçülür.

Bu şamandıra tarafından ölçülen yükseklik göstergenize ya elektronik olarak ya da metalik şeritler ve bobinler aracılığıyla bildirilir. İşte bu yüzden tanktaki yakıt seviyesi aracın bulunduğu alanın meyilli olup olmamasına göre değişebilir. Bunun yanında, alarm ışığı yandıktan sonra araçların gidebileceği mesafenin modellerine göre değiştiği de unutulmamalıdır.

En iyi tercih uyarı ışığını önemsemektir çünkü tükenen akaryakıt hem araca hem cüzdana zarar verir. Dizel araçlarda fatura daha da kabarabilir.
Bir dizel motorda pompa ve enjektör yağlı karışım yerine hava ile çalıştığında hasar görebilir. Benzinli motorlar ağır hasar ihtimali daha azdır. Ancak bu olumlu durum her araç için de geçerli değil. Ayrıca filtrelerin ve pompaların tıkanma riski de var

Modern otomobillerde risk daha da büyüyor çünkü uzmanlara göre yeni araç sistemleri daha hassas ve bu tip hasarlara toleransları daha düşük. Tükenen yakıtın direksiyon ve frenlere de etkisi var.

Uzmanlar, frenlerin çok daha fazla baskı gerektirdiğini ve direksiyonun döndürülmesi zor büyük ağır bir anahtara benzediğini belirtiyor ve 20 lira tasarruf edecekken 2 bin lira fatura ödemek zorunda kalmanın işten bile olmadığını söylüyor.
Akaryakıt istasyonuna uzaksanız kalan yakıtı korumanın için en iyi yolu nedir? İşte yapmanız gerekenler…
Yakıtı mümkün olduğunca verimli kullanın.
Yolun durumuna göre 60 ile 80 km arasında bir hıza çıkın
Ani fren ve hızlanmalardan kaçının. Devir sayacının 2 bin ile 3 bin rpm arasında olmasına dikkat edin.
Yokuş inişlerinin cazibesine kapılmayın, vitesi boşa almayın.
Malum devir ekonomi devri… O yüzden hepimiz harcamalarımızı yaparken daha dikkatli davranmaya çalışıyoruz. Yakıt tasarrufu da araç sahiplerinin dikkat ettiği hususların başında geliyor. Ama yakıt tasarrufu adına duyduğumuz her şey doğru değil Yani her duyduğunuza inanmayın. İşte doğru bildiğiniz ve artık zamanla eskiyen geçerliğini yitiren yanlışlardan bazıları…
Dizel motorlar, turbo sistemeleri, enjeksiyon ve hibrid motor teknolojileri sayesinde standart boydaki araçlar da artık küçük arabalar kadar tasarruflu çalışıyor.
Geçmişte düz vitesli arabalar otomatiklere göre daha tasarruflu olsa da, otomatik şanzıman teknolojilerinde yapılan yenilikler otomatik arabaların da en az düz vitesli arabalar kadar tasarruflu olmasını sağlıyor.
Bu yanılgıya göre hareket halinde değilken motoru durdurup yeniden başlatmak, aynı süre boyunca rölantide beklemekten daha çok benzin yakar. Ancak gerçekte rölantideki bir araç saatte 1-2 litre benzin harcar. Bu da 5 ila 10 liralık bir masraf anlamına geliyor.
Eskiden arabaların ideal yakıt tüketimine ulaşabilmeleri için çalıştırıldıktan sonra motorlarının bir süre ısınması gerekiyordu. Ancak günümüz araçları çalıştırıldıktan hemen sonra yola çıkabilir ve yakıt tüketiminde bir fark olmaz.
Bakımları düzenli yapılan bir araç yıllar geçse de aynı oranda yakıt tüketmeye devam eder.
Yapılan testler akaryakıt katkı maddelerinin yakıt tasarrufu sağlamadığını ortaya koydu.

Aracınızın motoru yüksek oktanlı benzin için özel olarak üretilmemişse bu tarz yakıtları almanın bir faydası olmayacaktır.
Otomobil şirketleri tarafından üretilen tüm araçların yakıt tasarrufu için test edildiği düşünülse de, firmalar sadece 4 tonun altındaki taşıtları test ediyor.
Bu inanış düşük hızlarda giderken doğruluğunu koruyor. Yavaş giderken klimanın motordan çaldığı 5-8 beygir gücü yakıt tüketimini artırırken camların açık olması aerodinami üzerinde etki yapmıyor. Ancak yüksek hızda giderken, açık camların yakıt tüketimi üzerindeki olumsuz etkisi klimadan daha fazla oluyor.
Kaynak: www.haber3.com
Son Yorumlar
Konu hakkındaki yorumlar